İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu‘nun üniversite diplomasının iptal kararı Türkiye’nin siyasi gündeminde deprem etkisi yarattı. İstanbul Üniversitesi yönetimi dün yaptığı açıklamada, İmamoğlu’nun 1990 yılında üniversitenin İşletme Fakültesi İngilizce programına “usulsüz yatay geçiş” yaptığı gerekçesiyle diplomasını iptal ettiğini açıkladı.
ANAYASAL ENGEL VE SEÇİM SÜRECİ
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 101. maddesi, cumhurbaşkanı adaylarının yükseköğrenim mezunu olmasını şart koşuyor. Bu gelişme, İmamoğlu’nun 23 Mart’ta gerçekleşecek CHP ön seçimindeki adaylık sürecini doğrudan etkileyecek nitelikte.
Diplomasının iptalinin ardından yaptığı açıklamada İmamoğlu, “Bu karar tamamen siyasi bir hamledir ve hukuki yollara başvuracağız” ifadelerini kullandı.
İMAMOĞLU’NA GÖZALTI
Diploma krizinin hemen ardından bugün gerçekleşen gözaltı operasyonu, siyasi gerilimi daha da tırmandırdı. Güvenlik güçleri, aralarında İmamoğlu’nun da bulunduğu yaklaşık 100 kişiyi çeşitli suçlamalardan gözaltına aldı.
Muhalefet cephesinden yapılan açıklamalarda bu süreç, “bir sonraki cumhurbaşkanımıza karşı darbe girişimi” olarak nitelendirildi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ise, “Bu hukuksuzluk ortadan kalkana kadar cumhurbaşkanlığı adaylığımı askıya aldığımı duyuruyorum” açıklamasında bulundu.
DEMOKRATİK SÜREÇ SORGULANIYOR
Uluslararası basın ve siyasi analistler, yaşanan gelişmeleri Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve demokratik süreçlerin geleceği açısından endişe verici bulduklarını belirtiyor. Avrupa Konseyi’nden henüz resmi bir açıklama yapılmazken, çeşitli ülkelerin büyükelçilikleri durumu “yakından takip ettiklerini” duyurdu.
SİYASİ DENGELER YENİDEN ŞEKİLLENİYOR
İmamoğlu’nun diplomanın iptali ve gözaltı süreci, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki siyasi dengeleri köklü biçimde değiştirebilecek potansiyele sahip. Muhalefetin en güçlü aday adaylarından birinin seçim dışı kalma ihtimali, iktidar ve muhalefet arasındaki güç dengelerini yeniden şekillendirebilir.
Hukuki sürecin nasıl ilerleyeceği ve bu gelişmelerin Türkiye’nin demokratik kurumlarına olan güveni nasıl etkileyeceği önümüzdeki günlerde daha net ortaya çıkacak. Siyasi gözlemciler, ülkenin temel demokratik değerlerinin sınavdan geçtiğini vurguluyorlar.