Türkiye’nin jeopolitik konumu lojistik sektörüne büyük avantaj sağlıyor. Demir ve deniz yolu altyapısına yatırım yapılması durumunda Türkiye’den geçen yük miktarı önemli ölçüde artacaktır.
Türkiye, coğrafi konumu, gelişmiş ulaşım altyapısı, büyük ticaret hacmi ve dinamik ekonomisiyle küresel lojistikte önemli rol üstleniyor. Avrupa, Asya, Afrika ve Orta Doğu’nun geçiş koridorunda yer alan ülke, doğu-batı ve kuzey-güney ticaretinde stratejik transit geçiş ve bağlantı noktası oluşturuyor.
Dünyanın en önemli lojistik üslerinden biri olma potansiyeline sahip Türkiye, yaklaşık 1,4 milyar insanın yaşadığı ve toplam ticaret hacmi 8,6 trilyon doları aşan 67 ülkeye ortalama 4 saatlik uçuşla ulaşım imkanı sunuyor. Bu avantajlı konum, bölgedeki lojistik ve taşımacılık faaliyetlerinde Türkiye’yi bir üs haline getirerek mal ve hizmet ihracatına katkı sağlıyor.
Ticaret Bakanlığının verilerine göre, Türkiye’nin hizmet ihracatı geçen yıl 115,2 milyar dolar gerçekleşirken, bunun 38,9 milyar doları lojistik ve taşımacılık sektöründen geldi. Bu, lojistik sektörünün hizmet ihracatındaki payının %34,6 olduğunu gösteriyor.
2024’te e-ticaret sektörü önemli büyüme kaydetti. Türkiye’de e-ticaret hacmi bir önceki yıla göre %61,7 artarak 3 trilyon 162 milyon liraya ulaşırken, genel e-ticaret işlem sayısı geçen sene 5 milyar 910 milyon adet oldu. Bu büyüme, lojistik sektörüne olan talebi artırarak, altyapı yatırımlarının önemini ortaya koydu.
Türkiye coğrafi konumu sayesinde tüm ticaret yollarının kesişim noktasıdır.
Sürat Lojistik Genel Müdürü Tarkan Türkel, Türkiye’nin coğrafi konumunun uluslararası lojistikte sağladığı avantajları değerlendirdi. Altyapı yatırımlarına ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Türkel, “Çin’den Avrupa’ya giden yol büyük oranda Türkiye’den geçiyor. Deniz, demir, kara yolu, hepsi jeopolitik konumumuzdan kaynaklı avantajlarımız.” dedi.
Türkel, altyapıyla ilgili bazı eksikliklerin süreci yavaşlattığını söyledi. Rusya-Ukrayna savaşının ardından Türkiye’nin lojistik açıdan avantajlı konumundan daha fazla faydalandığını belirterek, Orta Koridor ticaret hattının daha verimli kullanılabileceğini, farklı taşıma modları arasındaki geçişkenliğin ve altyapı uyumluluğunun maliyetleri azaltacağını ifade etti.
Hattın Türkiye kısmının hala kara yolu ağırlıklı olduğuna dikkat çeken Türkel, “Altyapılarımız kara yoluna odaklı fakat bir blok tren yaklaşık 36 tırı sistemden çekiyor. Ancak Anadolu’dan Avrupa’ya yük taşımacılığı için kullanılan bir tren ancak Marmaray’dan, o da gece 12’den sonra geçebiliyor. Üçüncü köprüde tren yolu için ayrılan alan tamamlanırsa, bir tren duraksamadan Avrupa’ya devam edebilecek.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin lojistik potansiyelinin altını çizen Türkel, “Altyapımıza önem verirsek, yatırım yaparsak Türkiye’den geçen yük miktarı önemli ölçüde artacaktır.” dedi.
(Görseller burada eklenmelidir)
News
