Yazar Mustafa Kutlu, Anadolu Mektebi Yazar Okumaları Programı’nda öğretmenlerle bir araya geldi:
- "Benim kaynaklarım Batılı değil, yerli kaynaklardır. Kaynaklarım mevlit, hadisler, özellikle Kur'an-ı Kerim kıssalarıdır. Ben özellikle kıssalardan hareketle yazdım. Geleneği yenileştiren, geleneği yeniden yazan biri olarak kıssalardan hareket ettim" - "Ben Nurettin Topçu talebesiyim. Memlekette ne oluyor ne bitiyor bununla ilgiliyim. Toplumcu bir yazarım"
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde yürütülen Anadolu Mektebi Yazar Okumaları Programı kapsamında usta hikayeci Mustafa Kutlu, Türkiye'nin birçok ilinde görev yapan öğretmenlerle bir araya geldi.
Moderatörlüğünü Mustafa Kutlu hakkında mart ayında çıkan "Yaşayan Klasiğimiz Mustafa Kutlu" kitabının yazarı Safiye Önal'ın üstlendiği programa, Kutlu'nun eşi Sevgi Kutlu ve kızı Pınar Kutlu Zengin'in yanı sıra İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ömer Avcı ve Başakşehir İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Coşkun katıldı.
Mehmet Emin Saraç Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen etkinlikte Kutlu, konuşmasında hayat hikayesinden ve yazarlığından bazı anıları paylaşarak öğretmenlerin sorularını yanıtladı.
Kutlu, 1968'de Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden mezun olduğunu ve bir süre öğretmenlik yaptığını belirterek, bu anlamda uzun bir aradan sonra öğretmenlerle yeniden bir araya gelerek dertleşmek istediğini söyledi.
Nasihat etmeyi, yol göstermeyi sevmediğini dile getiren Kutlu, gençlere nasihat etmeyi sevmediğini, hatıralarını anlatmak yerine günümüzle ilgili konuları konuşmayı tercih ettiğini belirtti.
Usta yazar, bugün artık dünyayı etkileyebilecek fikir hareketlerinin kalmadığına dikkati çekerek, teknolojinin her şeyi alıp götürdüğünü ve insanların artık fikriyata ihtiyacı kalmadığını ifade etti.
Yaklaşık yarım asır önce öğretmenliğini Tunceli'de yaptığından bahseden Mustafa Kutlu, Tunceli'de geçirdiği güzel günlerden ve doğanın kendisini etkilemesinden bahsetti.
Kutlu, yazar Füruzan'ın "47'liler" romanında kendi neslinden bahsettiğini aktararak, kendi neslinin memlekete kendini adamış fikriyat insanlarından oluştuğunu ve o zamanlar ülkede fikriyatın önde olduğunu belirtti.
Bereketli bir yazı hayatının olduğuna işaret eden Kutlu, yazı hayatının bereketli olmasının birinci sebebinin eşi Sevgi Kutlu'nun kendisine verdiği destek olduğunu belirtti.
Şimdiki gençlerin kendi dönemindeki fikriyat mücadelesinden habersiz olduklarına dikkati çeken Mustafa Kutlu, dijital çağın gençlerin hayatını tamamen işgal ettiğini ve bu kuşakla sağlıklı bir münasebet kurabileceğinden şüphe duyduğunu söyledi.
Kutlu, kitaplarında yazdıklarının her zaman açık ve anlaşılır olmasına gayret ettiğini belirtti.
Taşradan İstanbul'a geldiğinde bir hikayeci olarak 10 şehri dolaştığını anlatan Kutlu, İstanbul'da insanların hayatını gözlemlediğini ve bu gezi yazılarını 40 yıl önce yazdığını, eylül ayından sonra Yenişafak gazetesinde yayınlanacağını belirtti.
Mustafa Kutlu, yazarlığında Nurettin Topçu'nun fikriyatından çok etkilendiğini, felsefeye çok yabancı olduğunu ve hiçbir zaman yazdıklarının planlı, programlı olmadığını belirterek, kahvelerde okuyup yazdığını ve gençliğinin büyük bir kısmını bu şekilde geçirdiğini aktardı.
Kendi hikayelerinin Batılı kaynaklardan ve yazarlardan oluşmadığını vurgulayan Kutlu, kaynaklarının mevlit, hadisler ve Kur'an-ı Kerim kıssaları olduğunu belirtti.
Usta edebiyatçı, kitaplarının hep memleket meseleleriyle ilgili olduğuna işaret ederek, Nurettin Topçu talebesi olduğunu ve toplumcu bir yazar olduğunu belirtti.
Çocukluğundan itibaren kendisi için resim yapmanın önemli olduğunu da dile getiren Kutlu, ressam olmayı istediğini ancak olmadığını, fakat resimle hala ilgilendiğini belirtti.
Programın sonunda Mustafa Kutlu'ya hediye takdimi yapıldı ve usta yazar kitaplarını imzaladı.